Savunma Kürsüsü

Teknolojinin yaşamın her alanına nüfuz etmesi, bireylerin özel yaşam alanlarını da tehdit eder hale geldi. Özellikle geçici konaklama alanlarında, yani otel ve pansiyonlarda, gizli kamera ile izleme vakaları gün geçtikçe artıyor. Bu durum sadece etik değil, aynı zamanda ciddi bir hukuki soruna işaret ediyor.

🧭 Ceza Hukuku Perspektifinden Değerlendirme

Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi açıkça, bir bireyin özel yaşam alanında izinsiz biçimde görüntülenmesini suç olarak tanımlar. Otel odası gibi mahremiyetin en üst düzeyde beklendiği alanlarda, gizli kamera yerleştirilmesi durumunda, bu fiil özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamına girer. Suçun işlenmesi durumunda 1 ila 3 yıl arasında hapis cezası öngörülmekte, görüntülerin paylaşılması durumunda ise ceza artırılmaktadır.

🔐 Kişisel Veriler Açısından Sorumluluk

Kamerayla izleme sonucu elde edilen her görüntü, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında birer kişisel veridir. İlgili kişinin açık rızası olmadan bu verilerin elde edilmesi veya paylaşılması, idari yaptırımların yanı sıra cezai yaptırımlara da neden olur.

🏨 Konaklama İşletmelerinin Hukuki Yükümlülüğü

İşletmeler, müşterilerine güvenli ve özel bir yaşam alanı sunmakla yükümlüdür. Otel odaları, banyo veya soyunma alanları gibi yerlerde izleme yapılması açıkça yasaktır. Yalnızca güvenlik gerekçesiyle kullanılan kameralar, ortak alanlarla sınırlı kalmalı ve bunun bilgisi açıkça paylaşılmalıdır.

👥 Mağdurlar Ne Yapmalı?

Gizli kamera ile izlendiğini düşünen veya bu durumu belgeleyen bireylerin ilk adımı, kamera ve çevresinin fotoğraflarını çekerek delil toplamaktır. Ardından kolluk kuvvetlerine ya da doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na başvurulmalı, hem TCK hem de KVKK kapsamında gerekli şikayet süreçleri başlatılmalıdır. Ayrıca mağduriyetin boyutuna göre manevi tazminat talep edilmesi de mümkündür.

📌 Sonuç

Gizli kameralarla özel alanların izlenmesi, sadece suç değil, bireyin temel hak ve özgürlüklerine açık bir saldırıdır. Hukuk düzeni, her bireyin mahremiyetini korumakla yükümlüdür. Bu nedenle hem işletmelerin sorumluluklarının farkında olması hem de bireylerin haklarını bilerek bilinçli hareket etmesi büyük önem taşır.